35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
4.853,00%0,96
19.410,00%0,95
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 108. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni’nde; “Halktan, sorunlardan kopuk, çarşıdan pazardan sokaktan bir haber, hizmetle mükellef olduğu ilçesinin gerçeklerinin idrakinde olmayan bir yönetici profilini biz reddediyoruz. Eski Türkiye’de olduğu gibi devletle millet arasında aşılmaz duvarlar ören vesayetçi anlayışı da kabul etmiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 108. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları dile getirdi:
“ŞAHSIMI EN İYİ ŞEKİLDE TEMSİL EDECEĞİNİZDEN ASLA ŞÜPHE DUYMUYORUM”
“İlçelerde cumhurbaşkanı adına görev yapan en yüksek devlet memuru kaymakamlardır. Pratikle takviye edilmiş olsa da kitabi bilginin katkısı bir yere kadardır. Her mesleğin asıl incelikleri görev esnasındayken öğrenilir. Sizler de iyi, başarılı mülki idare amiri olmayı vatanımızın dört bir köşesinde vazife yaparken öğreneceksiniz. Başarılarınızla şimdiye kadar hep ailelerinizi gururlandırdınız, bundan sonraki başarılarınızla ise devletimizin ve milletimizin yüz akı olacaksınız. Şu an karşımda bulunan her bir arkadaşımın yürütmenin başı Cumhurbaşkanı olarak, şahsımı en iyi şekilde temsil edeceğinizden asla şüphe duymuyorum.
“MÜLKİ İDARİ AMİRLİĞİ MESAİ SAATLERİ ARASINDA YAPILACAK, HÜKUMET KONAĞININ DUVARLARI ARASINA HAPSEDİLECEK BİR MESLEK DEĞİLDİR”
Unvanlarımız ayrı olsa da hepimizi aziz milletimizin birer hizmetkarıyız. Bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya gidiyoruz, bunu böyle bileceğiz. Yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla devlet gücünün her bir unsurunun asli görevi budur. Bu noktada devletin tepesiyle kaymakam arasında hiçbir fark yoktur. Her birimiz 85 milyonun tamamına hizmet etmekle mükellefiz. Kaymakamlarımız kişisel kabiliyetleri ve gayretleri ile gittikleri her yerde iz bırakma görev yaptıkları şehirlere damga vurma imkanına sahiptir. Kaymakamlarımız sorumluluk alanlarının en ücra köşesine kadar uzanan şefkat ve yardım eli olmak mecburiyetindedir. Kaymakamın mesaisi olmaz, gecesi gündüzü, tatili, hafta sonu olmaz. Sabah 9 gibi işe başlayıp akşam 5-6 civarında kapısını çekip çıkan kişiden de yönetici zaten hiç olmaz. Mülki idari amirliği mesai saatleri arasında yapılacak, hükümet konağının duvarları arasına hapsedilecek bir meslek değildir. Öyle bir çalışın, hizmet edin ki ayrıldığınız her ilçede isminiz yadigar olarak kalsın.
“ESKİ TÜRKİYE’DE OLDUĞU GİBİ DEVLETLE MİLLET ARASINDA AŞILMAZ DUVARLAR ÖREN VESAYETÇİ ANLAYIŞI DA KABUL ETMİYORUZ”
Sizden öncekilerden devraldığınız emaneti daha da yüceltmenin gayretinde olun. Adı unutulan değil halk tarafından sizden sonrakilere örnek gösterilen bir kaymakam olmaya gayret gösterin. Vatandaşımızla olan ilişkilerinizde yetkilerinizden önce muhatabınızın haklarını, ona karşı görev ve yükümlülüklerinizi hatırınızda tutun. Halktan, sorunlardan kopuk, çarşıdan pazardan sokaktan bir haber, hizmetle mükellef olduğu ilçesinin gerçeklerinin idrakinde olmayan bir yönetici profilini biz reddediyoruz. Eski Türkiye’de olduğu gibi devletle millet arasında aşılmaz duvarlar ören vesayetçi anlayışı da kabul etmiyoruz. Devletimizin yönetim merkezi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi nasıl milletin eviyse hükümet konakları da ilçelerdeki milletin evidir. Görevinizi yerine getirirken mali, idari, hukuki veya bürokratik bazı zorluklarla karşılaşmanız gayet tabidir. Bunlar sizi asla yıldırmamalıdır. Bahane üretmek yerine sorunların üzerine cesaretle giderek, çözüm yolları geliştirerek engelleri aşmaya çalışacaksınız.
“İKİNCİ SINIF HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE, EKONOMİYE MAHKUM VE MECBUR EDENLER BİZİ, TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUMUZDAN CİDDİ MANADA RAHATSIZLIK DUYUYOR”
Türkiye Yüzyılı’nın inşasına kimse set vuramayacaktır. Ancak ülkemizin bu karalılığının birilerinin uykusunu kaçırdığı anlaşılıyor. Görüyorsunuz, sözde milletvekili ama terörist müsveddesi benim kahraman askerime nasıl laflar atıyor, hakaretler ediyor. Bunlara gereken dersi devlet olarak da yargı olarak da bizim verme mükellefiyetimiz var. Biz ikinci sınıf demokrasiye evet demiyoruz, birinci sınıf demokrasi… İkinci sınıf hak ve özgürlüklere, ekonomiye mahkum ve mecbur edenler bizi, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan ciddi manada rahatsızlık duyuyor. Turizmde, ticarette, yatırımlarda, diplomaside ve savunmada, sürekli ölçek büyüten Türkiye’yi engellemek için beşinci kol faaliyetleri dahil her yol deneniyor. İHA’larımıza, SİHA’larımıza, Akıncılarımıza niçin tahammül edemiyorlar? Çünkü Gabar’ı, Cudi’yi, Tendürek’i inlerinde bu teröristleri vurdukları için tahammül edemiyorlar. Biz adil bir devlet olarak görevimizin gereği neyse bunu sonuna kadar yaptık, yapacağız.
“YILLARDIR AVRUPA’DAKİ GURBETÇİLERİMİZE REVA GÖRÜLEN AŞAĞILAYICI SÖYLEM VE TAVIRLARI ÜLKEMİZE DE SİRAYET ETTİRMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Çoğu yalan ve manipülasyon ürünü olan görüntüler üzerinden bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Yurt dışındaki firari FETO’cular ve PKK’lılar başta olmak üzere ülkemizin düşmanı çevrelerinin başını çekip alevlendirdiği bu fitne girişimlerine maalesef içerideki kimi siyasiler de destek veriyor. Yıllardır Avrupa’daki gurbetçilerimize reva görülen aşağılayıcı söylem ve tavırları ülkemize de sirayet ettirmeye çalışıyorlar. Bizim milletimiz yüreği Anadolu coğrafyası kadar geniş bir millettir. Bu milletin bırakın kendi insanına veya misafirlerine hor gözle bakmayı tüm dünyada hoşgörüsüyle gönlünü açmasıyla maruf, necip bir millettir. Milletimizi köken, mezhep, ideoloji ve benzeri ayrımlarla birbirine düşürme çabaları da daima boşa çıkmıştır. Terör örgütlerinin ve kimi siyasetçilerin kışkırtmalarından, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı zehrine kadar sosyal dokumuzu tahrip eden sinsi oyunların kök salmasına kesinlikle müsaade edemeyiz.
“NE KAÇAK GÖÇMENE MÜSADE EDERİZ NE DE FİTNE TACİRLERİNE İZİN VERİRİZ”
Devlet olarak hukukun dışına çıkanlara karşı gereken her türlü tedbiri alarak bu fitne ateşini daha fazla büyümeden söndüreceğiz. İnsanımızın hak ve özgürlüklerine, milletimizin bekasına yönelik her bir tehdidin üzerine titizlikle gideceğiz. Yabancı düşmanlığı gibi faşist lümpenliğin toplumda yayılmasına izin vermeyeceğimiz gibi hudutlarımızın güvenliğini ve ülke içindeki kontrolleri etkinleştirerek yasa dışı göç ile ilgili sorunları da çözeceğiz. İnsanı sebeplerle ülkemize kabul ettiğimiz sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde evlerine dönmeleri için yoğun çaba harcıyoruz. Katar’ın finans desteği ile başlattığımız konut projelerimiz tamamlandıkça şimdilik 600 bin civarında olan geri dönenlerin sayısı inanıyorum ki daha da artacaktır. Burada çizgimiz ve duruşumuz bellidir; ne kaçak göçmene müsaade ederiz ne de fitne tacirlerine izin veririz.”
Erdoğan konuşmasının ardından, Kaymakamlık Kursu Dönem birincisi, ikincisi ve üçüncüsüne sertifikalarını verdi.
Ayhan Bora Kaplan’ın Avukatı Doç. Dr. Serhat Sinan Kocaoğlu: “Müvekkilim sosyal medya fenomenidir,